ELÇİLERİN İŞLERİ 27:17
Filikayı yukarı çektikten sonra halatlar kullanarak gemiyi alttan kuşattılar. Sirte Körfezi'nin sığlıklarında karaya oturmaktan korktukları için yelken takımlarını indirip kendilerini sürüklenmeye bıraktılar.
--------------------
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:17
Filikayı yukarı çektikten sonra halatlar kullanarak gemiyi alttan kuşattılar. Sirte Körfezi'nin sığlıklarında karaya oturmaktan korktukları için yelken takımlarını indirip kendilerini sürüklenmeye bıraktılar.
--------------------
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:14
Ne var ki, çok geçmeden karadan Evrakilon denen bir kasırga koptu.
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:15
Kasırgaya tutulan gemi rüzgara karşı gidemeyince, kendimizi sürüklenmeye bıraktık.
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:18
Fırtına bizi bir hayli hırpaladığı için ertesi gün gemiden yük atmaya başladılar.
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:19
Üçüncü gün geminin takımlarını kendi elleriyle denize attılar.
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:20
Günlerce ne güneş ne de yıldızlar göründü. Fırtına da olanca şiddetiyle sürdüğünden, artık kurtuluş umudunu tümden yitirmiştik.
-----
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:26
Ancak bir adada karaya oturmamız gerekiyor.”
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:29
Kayalıklara bindirmekten korkarak kıçtan dört demir attılar ve günün tez doğması için dua ettiler.
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:40
Demirleri kesip denizde bıraktılar. Aynı anda dümenlerin iplerini çözüp ön yelkeni rüzgara vererek kumsala yöneldiler.
ELÇİLERİN İŞLERİ 27:41
Gemi bir kum yükseltisine çarpıp karaya oturdu. Geminin başı kuma saplanıp kımıldamaz oldu, kıç tarafı ise dalgaların şiddetiyle dağılmaya başladı.
Kamu malı