YAKUP 3:11
Bir pınar aynı gözden tatlı ve acı su akıtır mı?
--------------------
YAKUP 3:9
Dilimizle Rab'bi, Baba'yı överiz. Yine dilimizle Tanrı'ya benzer yaratılmış insana söveriz.
YAKUP 3:10
Övgü ve sövgü aynı ağızdan çıkar. Kardeşlerim, bu böyle olmamalı.
YAKUP 3:11
Bir pınar aynı gözden tatlı ve acı su akıtır mı?
YAKUP 3:12
Kardeşlerim, incir ağacı zeytin ya da asma incir verebilir mi? Bunun gibi, tuzlu su kaynağı tatlı su veremez.
-----
YAKUP 1:26
Dindar olduğunu sanıp da dilini dizginlemeyen kişi kendini aldatır. Böylesinin dindarlığı boştur.
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 10:19
Çok konuşanın günahı eksik olmaz, Sağduyulu kişiyse dilini tutar.
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 12:13
Kötü kişinin günahlı sözleri kendisi için tuzaktır, Ama doğru kişi sıkıntıyı atlatır.
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 13:3
Dilini tutan canını korur, Ama boşboğazın sonu yıkımdır.
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 21:23
Ağzını ve dilini tutan Başını beladan korur.
YAKUP 3:2
Çünkü hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kimse, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir.
YAKUP 3:13
Aranızda bilge ve anlayışlı olan kim? Olumlu yaşayışıyla, bilgelikten doğan alçakgönüllülükle iyi eylemlerini göstersin.
-----
YAKUP 3:3
Bize boyun eğmeleri için atların ağzına gem vururuz, böylece bütün bedenlerini yönlendiririz.
YAKUP 3:4
Düşünün, gemiler de o kadar büyük olduğu, güçlü rüzgarlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler.
YAKUP 3:5
Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür. Düşünün, küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturabilir.
YAKUP 3:6
Dil de bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir.
YAKUP 3:7
İnsan soyu, her tür yabanıl hayvanı, kuşu, sürüngeni ve deniz yaratığını evcilleştirmiş ve evcilleştirmektedir.
YAKUP 3:8
Ama dili hiçbir insan evcilleştiremez. Dil öldürücü zehirle dolu, dinmeyen bir kötülüktür.
-----
İBRANİLER 11:38
Dünya onlara layık değildi. Çöllerde, dağlarda, mağaralarda, yeraltı oyuklarında dolanıp durdular.
Kamu malı