1.KORİNTLİLER 14:10
Kuşkusuz dünyada çeşit çeşit diller vardır, hiçbiri de anlamsız değildir.
--------------------
1.KORİNTLİLER 14:10
Kuşkusuz dünyada çeşit çeşit diller vardır, hiçbiri de anlamsız değildir.
--------------------
1.KORİNTLİLER 14:11
Ne var ki, konuşulan dili anlamazsam, ben konuşana yabancı olurum, konuşan da bana yabancı olur.
YARATILIŞ 11:7
“Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki, birbirlerini anlamasınlar.”
YARATILIŞ 42:23
Yusuf'un konuştuklarını anladığını farketmediler, çünkü onunla çevirmen aracılığıyla konuşuyorlardı.
YASA'NIN TEKRARI 28:49
“RAB uzaktan, dünyanın öbür ucundan bir ulusu –dilini bilmediğiniz bir ulusu, yaşlılara saygı, küçüklere sevgi beslemeyen acımasız bir ulusu– birden çullanan bir kartal gibi başınıza getirecek.
2.KRALLAR 18:26
Hilkiya oğlu Elyakim, Şevna ve Yoah, “Lütfen biz kullarınla Aramice konuş” diye karşılık verdiler, “Çünkü biz bu dili anlarız. Yahudi dilinde konuşma. Surların üzerindeki halk bizi dinliyor.”
ELÇİLERİN İŞLERİ 19:6
Pavlus ellerini onların üzerine koyunca Kutsal Ruh üzerlerine indi ve bilmedikleri dillerle konuşup peygamberlik etmeye başladılar.
1.KORİNTLİLER 14:6
Şimdi kardeşlerim, yanınıza gelip dillerle konuşsam, ama size bir vahiy, bir bilgi, bir peygamberlik sözü ya da bir öğreti getirmesem, size ne yararım olur?
1.KORİNTLİLER 14:16
Tanrı'yı yalnız ruhunla översen, yeni katılanlar senin ne söylediğini bilmediğinden, ettiğin şükran duasına nasıl “Amin!” desin?
1.KORİNTLİLER 14:21
Kutsal Yasa'da* şöyle yazılmıştır: “Rab, ‘Yabancı diller konuşanların aracılığıyla, Yabancıların dudaklarıyla bu halka sesleneceğim; Yine de beni dinlemeyecekler!’ diyor.”
1.KORİNTLİLER 14:22
Görülüyor ki, bilinmeyen diller imanlılar için değil, imansızlar için bir belirtidir. Peygamberlikse imansızlar için değil, imanlılar için bir belirtidir.
1.KORİNTLİLER 14:23
Şimdi bütün inanlılar topluluğu bir araya gelip hep birlikte bilmedikleri dillerle konuşurlarken yeni katılanlar ya da iman etmeyenler içeri girerse, “Siz çıldırmışsınız!” demezler mi?
-----
1.KORİNTLİLER 14:7
Kaval ya da lir gibi ses veren cansız nesneler bile değişik sesler çıkarmasa, kaval mı, lir mi çalındığını kim anlar?
1.KORİNTLİLER 14:8
Borazan belirgin bir ses çıkarmasa, kim savaşa hazırlanır?
1.KORİNTLİLER 14:9
Bunun gibi, siz de anlaşılır bir dil konuşmazsanız, söyledikleriniz nasıl anlaşılır? Havaya konuşmuş olursunuz!
-----
1.KORİNTLİLER 14:2
Bilmediği dilde konuşan, insanlarla değil, Tanrı'yla konuşur. Kimse onu anlamaz. O, ruhuyla sırlar söyler.
1.KORİNTLİLER 14:3
Peygamberlikte bulunansa insanların ruhça gelişmesi, cesaret ve teselli bulması için insanlara seslenir.
1.KORİNTLİLER 14:4
Bilmediği dilde konuşan kendi kendini geliştirir; ama peygamberlikte bulunan, inanlılar topluluğunu geliştirir.
1.KORİNTLİLER 14:5
Hepinizin dillerle konuşmasını isterim, ama peygamberlikte bulunmanızı yeğlerim. Diller inanlılar topluluğunun gelişmesi için çevrilmedikçe peygamberlikte bulunan, dillerle konuşandan üstündür.
1.KORİNTLİLER 14:12
Bu nedenle, siz de ruhsal armağanlara heveslendiğinize göre, inanlılar topluluğunu geliştiren ruhsal armağanlar bakımından zenginleşmeye bakın.
1.KORİNTLİLER 14:13
Bunun için, bilmediği dili konuşan, kendi söylediklerini çevirebilmek için dua etsin.
1.KORİNTLİLER 14:14
Bilmediğim dille dua edersem ruhum dua eder, ama zihnimin buna katkısı olmaz.
-----
ELÇİLERİN İŞLERİ 8:32
Kutsal Yazılar'dan okuduğu bölüm şuydu: “Koyun gibi kesime götürüldü; Kırkıcının önünde kuzu nasıl ses çıkarmazsa, O da öylece ağzını açmadı.
Kamu malı