ELÇİLERİN İŞLERİ 19:30
Pavlus halkın arasına girmek istediyse de, öğrenciler onu bırakmadı.

--------------------

 

ELÇİLERİN İŞLERİ 19:30
Pavlus halkın arasına girmek istediyse de, öğrenciler onu bırakmadı.

--------------------


ELÇİLERİN İŞLERİ 19:29
Kent büsbütün karıştı. Halk, Pavlus'un yol arkadaşlarından Makedonyalı Gayus ve Aristarhus'u yakalayıp sürükleyerek birlikte tiyatroya koşuştu.

ELÇİLERİN İŞLERİ 19:30
Pavlus halkın arasına girmek istediyse de, öğrenciler onu bırakmadı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 19:31
Hatta, Pavlus'un dostu olan bazı Asya İli yöneticileri ona haber yollayarak tiyatroda görünmemesi için yalvardılar.

ELÇİLERİN İŞLERİ 17:5
Yahudiler bunu kıskandı. Çarşı pazardan topladıkları bazı kötü insanlardan bir kalabalık oluşturup kentte kargaşalık çıkarttılar. Pavlus'la Silas'ı bulmak ve halkın önünde yargılamak amacıyla Yason'un evine saldırdılar.

ELÇİLERİN İŞLERİ 17:6
Onları bulamayınca, Yason ile bazı kardeşleri kent yetkililerinin önüne sürüklediler. “Dünyayı altüst eden o adamlar buraya da geldiler” diye bağırıyorlardı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 16:22
Halk da Pavlus'la Silas'a yapılan saldırıya katıldı. Yargıçlar onların giysilerini yırtıp sıyırarak değnekle dövülmeleri için buyruk verdi.

ELÇİLERİN İŞLERİ 21:30
Bütün kent ayağa kalkmıştı. Her taraftan koşuşup gelen halk Pavlus'u tutup tapınaktan dışarı sürükledi. Arkasından tapınağın kapıları hemen kapatıldı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 21:31
Onlar Pavlus'u öldürmeye çalışırken, bütün Yeruşalim'in karıştığı haberi Roma taburunun komutanına ulaştı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 12:22
Halk, “Bu bir insanın sesi değil, bir ilahın sesidir!” diye bağırıyordu.

ELÇİLERİN İŞLERİ 22:22
Pavlus'u buraya kadar dinleyenler, bu söz üzerine, “Böylesini yeryüzünden temizlemeli, yaşaması uygun değil!” diye seslerini yükselttiler.

-----

1.KORİNTLİLER 15:32
Eğer insansal nedenlerle Efes'te canavarlarla dövüştümse, bunun bana yararı ne? Eğer ölüler dirilmeyecekse, “Yiyelim içelim, nasıl olsa yarın öleceğiz.”

2.KORİNTLİLER 1:8
Kardeşlerim, Asya İli'nde* çektiğimiz sıkıntılardan habersiz kalmanızı istemiyoruz. Dayanabileceğimizden çok ağır bir yük altındaydık. Öyle ki, yaşamaktan bile umudumuzu kesmiştik.


Kamu malı